7033 Sayılı CBK Toplantı Notları
Değerli ve Duyarlı Dostlarımız,
Zoom toplantımız KADOP dışından dostların katılımına da açıktır. Lütfen paylaşınız.
4.4.2023 tarih ve 7033 Sayılı CBK, koruma planı içindeki Antakya’nın tarihi merkezini riskli ve kentsel dönüşüme girmesi gereken alan olarak ilan etti.
Antakya’nın riskli alan olarak ilan edilen bölgesi tam olarak neresi?
Bu bölgede neler var? Bölgenin kültür varlıkları-kültürel miras bakımından önemi nedir?
Bu bölgenin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkisinde kentsel dönüşüm kapsamına alınmasının anlamı ve önemi nedir?
Sit alanlarının 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanununa ve ilgili mevzuata göre ele alınması gerekir.
Bu düzenleme eski eserlerin korunmasına mı yoksa sit alanların kentsel dönüşümüne dolayısıyla da piyasalaştırılmasına mı hizmet eder?
Bu alandaki örneğin ev ve iş yerleri ile bunların sahiplerinin durumu ne olacak?
6306 SK ve 126 Sayılı CBK, kamulaştırma mevzuatı vb ile birlikte değerlendirildiğinde bizi ne bekliyor?
Ülkemizde veya diğer ülkelerde böyle uygulamalar var mı? Varsa, olumlu ve olumsuz uygulama örnekleri neler?
Sorunların çözümü için somut öneriler ile yapılması gerekenler nelerdir?
Prof Dr Hatice Pamir
Arkeoloji ve kültür mirasımız bakımından kısa bir değerlendirme
Prof Dr Mehmet Tunçer
Bölge ve şehir planlaması bakımından kısa bir değerlendirme
Sayın Tezcan Karakuş Candan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı
Avukat Dr Bülent Tokuçoğlu
Sit alanın riskli alan ilan edilip kentsel dönüşüme girmesi karşısında ne yapılabilir? Hak arama özgürlüğü, örnek olaylar, davalar, içtihat, vb dahil hukuki bakımdan değerlendirmeler ve yorumlar
Soru-cevap-katkı (söz alım süresi maksimum 5 dk)
10 Nis 2023 20:30 İstanbul
https://us02web.zoom.us/j/82512647095
Toplantı Kimliği: 825 1264 7095
Parola: 850054
KADOP 10 NİSAN ZOOM TOPLANTISI ÖZET VE SONUÇ
Değerli ve Duyarlı Dostlarımız,
KADOP’un 10 Nisan 2023 tarihinde zoom üzerinden organize ettiği sohbet toplantısı oldukça iyi ve olumlu geçmiştir. Bilgi ve deneyimlerini paylaşarak bizleri aydınlatan konuşmacı hocalarımıza, tüm katılımcılara, soru ve açıklamalarıyla katkıda bulunan değerli dostlarımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz. Sohbet toplantımızda daha önceki örnek olayları ve uygulamaları konsolide ederek öne çıkan konuları ve sonuç bildirisini ekte bilgilerinize sunuyoruz
Kentsel dönüşüm kapsamına alınan alan sınırları tarihsel perspektif içinde ortaya konuldu. Bu alan içindeki 1., 2., 3. Derece sit alanları olduğuna, kültürel mirasa, kültürel mirasın korunması gerektiğine, yerleşime uygun olmayan sıvılaşma riskli zeminlere, malikleri tarafından izinsiz olarak başlatılan onarım tehlikelerine dikkat çekildi.
Deprem öncesindeki kötü planlama uygulamalarına, deprem sonrasında plansızlığın eşlik ettiğine dikkat çekildi. Kültürel mirasın koruma kanunu ve koruma kurulu vasıtasıyla mimari restorasyon projeleri üzerinden korunması gerektiği bildirildi.
Bölgesel planların güncellenmesine ve koruma planları uygulanmasına dair yeterli ve olumlu çabaların gözlemlenemediği, yetkililer tarafından gerekli açıklamaların yapılmadığı ifade edildi. Geleneksel-tarihi dokuya uygun afete dirençli kent modeli uygulanması gerektiği vurgulandı.
Kentsel dönüşüme eşlik edecek mevzuat, riskli yapılar, yıkım kararları, değer tespiti, ada ve parsellerin yeniden düzenlenmesi, yeniden yapılaşma ve bu amaçla riskli yapı olmadığı halde yıkım yapılacak taşınmazlar olacağına dikkat çekildi.
Sulukule kentsel dönüşüm projesine (tarihi ve kültürel dokuyu yok eden uygulama- soylulaştırma-faciasına) ‘Antakya Yeni Bir Sulukule Olmasın’ başlığıyla dikkat çekildi.
Antakya’nın tarihi merkezinin kentsel dönüşüme ihtiyacının olmadığı, aksine UNESCO’nun dünya kültürel mirası listesine girmesini sağlayacak çalışmalarla desteklenmesi gerektiğinin altı çizildi.
Kadim Antakya’da usulsüz ve hoyratça yapılan enkaz kaldırma ve dökme çalışmalarına, tarihi çevredeki enkazlara moloz muamelesi yapılmasına son verilmesi talep edildi. Bu konuda yapılması gerekenler tek tek sayıldı. Ankara’daki Kaleiçi dersler çıkarılması gereken örnek uygulama olarak hatırlatıldı.
Kentsel dönüşüm mü? Rantsal dönüşüm mü? Dönüşüm mü? Bölüşüm mü? Sorularına ve mülkiyet haklarının korunması gerektiğine örneklerle (Ankara Saraçoğlu mahallesi, Ulus, itfaiye meydanı gibi) dikkat çekildi.
Kentsel dönüşüm alanı ilan etmenin orantısız ve gereksiz olduğu ifade edildi. Uygulama aşamasındaki keyfilikler sebebiyle 7033 sayılı CBK’nın rantsal dönüşüm aracı olacağına, mülklerinizin ve Antakya’nızın elinizden alınmasının söz konusu olacağına, ticarileştirilerek el değiştirmesi risk ve tehditlerine dikkat çekilerek bunlara karşı uyanık olmak, yasalar çerçevesinde engelleyici olmak ve hak aramak gerektiği vurgulandı.
Yetkililerin uygulamada yerel halkın görüşlerini dikkate almadığına, yasalardaki ‘istisnai durumları ana kural haline getirdiklerine’, vatandaşın lehine olan mahkeme kararlarını uygulamadıklarına, her haksız idari işleme ‘yasal kılıf’ bulduklarına, dikkat çekildi.
Kentsel dönüşüm sürecinde acele kamulaştırma, mülklerinizin hazineye intikal etmesi, kamulaştırma, taşınmazdaki hakkınızın alınıp, başka bir yerdeki taşınmaz üzerinde hak verilmesi gibi ‘adaletsiz’ işlemlerle, ‘mülksüzleştirme’ ve ‘soylulaştırma’ gibi haksız idari işlemlerle karşılaşılabileceği örnek olaylar üzerinden hatırlatılmıştır.
Ranta dayalı benzer sorunların kentsel dönüşüm alanı dışında kalan çok katlı yapıların az katlı olarak yeniden inşasında da ortaya çıkacağına dikkat çekildi.
Yargıya intikal etmiş olaylardan da anlaşıldığı üzere gerek kentsel dönüşüm uygulamalarında gerek OHAL uygulamalarında Anayasal-kişisel ve sosyal hakları ihlal eden, kısıtlayan çok sayıda uygulama mevcuttur. Kentsel dönüşüme karşı genel dava açma süresi 60 gündür. OHAL, örneğin meraların, ormanların imara açılması, enkazların dökülmesi, özel tarla ve arazilere, varlıklara geçici el konulmasını vb düzenleyen 126 sayılı CBK için prosedür daha farklıdır, iptal yetkisi kararnamenin görüşüleceği yer olan TBMM’ndedir, Anayasa Mahkemesinde iptal davası açılması son derece kısıtlıdır, sonuçsuz kalabilmektedir.
Sonuç:
Sorunlara, risklere, tehditlere karşı farkındalık ve kamuoyu yaratılarak, bir ve birlik olarak katılımcı bir anlayışla karşı çıkılması ve hak aranması gerektiği ifade edildi.
Afetzedelerin ihtiyaçlarına ve gündemlerine öncelik verilmelidir. Ülke gündeminin ilk sırasında seçim olduğu ihmal edilmemeli ve seçim sonuçlarına uygun olarak stratejik hareket edilmelidir.
Zaman içinde, yasalar çerçevesinde tüm Türkiye’de meslek odalarıyla ve STK’larla birlik olarak, altyapısı oluşturularak geniş katılımlı gösteriler, paneller, konferanslar gibi aktivitelerin organize edilmesi ve yapılması, Antakya-Hataylılar kadar, deprem bölgelerinde mağdur olan tüm halkın sesinin duyurulması gerekir.
Haksız ve adaletsiz idari uygulamalara ve telafisi imkânsız zararlara yol açacak olan 7033 sayılı (kentsel dönüşüm) CBK’nın iptali için meslek odaları ile kentsel dönüşüme alınan alan içinde gayrimenkulü olanlar tarafından, 5.04.2023 tarihini izleyen 30 gün içinde yürütmenin durdurulması talepli olarak davalar açılması gerektiği vurgulandı. Depremzedeler tarafından bireysel olarak açılacak davalarda adli yardım alma haklarının olduğu (avukat ve mahkeme harcı için bir bedel ödemeyecekleri) bunun için Hatay Barosu (avukatları) ile temasa geçmeleri gerektiği özel olarak vurgulandı.
Saygılarımızla
KADİM ANTAKYA DOSTLARI PLATFORMU